Yeni Kaledonya: FLNKS, Bougival Anlaşması'na muhalefetini bu Salı günü resmileştirecek

Sosyalist Kanak Ulusal Kurtuluş Cephesi (FLNKS), bu Salı günü, Temmuz ortasında devlet ve bağımsızlık karşıtı partilerle imzalanan anlaşmaya ilişkin tutumunu resmen açıklayacak. Sonuç neredeyse kesin: FLNKS'yi oluşturan tüm yapılar (partiler ve sendikalar), Denizaşırı Topraklar Bakanı Manuel Valls'ın himayesinde bağımsızlık yanlısı ve bağımsızlık karşıtı partiler arasında on gün süren yoğun müzakerelerin ardından 12 Temmuz'da imzalanan Bougival anlaşmasına karşı çıktı.

Paris bölgesinde müzakere edilen metin, özellikle bir "Yeni Kaledonya Devleti" ve bir Kaledonya vatandaşlığının kurulmasını ve egemenlik yetkilerinin (para birimi, adalet, polis) devredilmesini öngörüyor. Ancak, sadıklar tarafından "tarihi" olarak nitelendirilmesine rağmen, bağımsızlık için yeni bir referandum öngörmediği için bağımsızlık aktivistleri arasında hemen bir protesto fırtınasına yol açtı .

Cumartesi günü Noumea'nın bir banliyösü olan La Conception'da düzenlenen olağanüstü kongrenin açılışında, FLNKS Başkanı Christian Tein, bir aktivistin okuduğu bir bildiriyle, anlaşmanın "açık ve net bir şekilde" reddedilmesi çağrısında bulundu. Tein, anlaşma hükümlerinin "yönetici gücün sömürgeleştirilmiş bir halk olarak tanınma mücadelemize yönelik küçümseyici tavrının bir göstergesi" olduğunu söyledi.

Yargı denetimi altında, Christian Tein'in Fransız Pasifik Takımadaları'na girişi yasaklandı ve duruşmaya video konferans yoluyla katıldı. Mulhouse-Lutterbach Hapishanesi'nde (Haut-Rhin) bir yıl tutuklu kaldıktan sonra 13 Haziran'da serbest bırakılan Tein, 2024'te Yeni Kaledonya'da 14 kişinin ölümüne ve milyarlarca avroluk zarara yol açan şiddet olaylarındaki rolü nedeniyle soruşturma altında. Siyasi lider, şiddet çağrısında bulunduğunu her zaman reddetti.

Aktivistleri "stratejilerini netleştirmeye" davet eden Christian Tein, FLNKS üyelerinin "diyaloğa açık" kalmaları gerektiğini ve diyaloğun "sadece tam egemenliğe erişim şartlarına", "ikili formatta" devletle ve hareketin geçen Ocak ayındaki bir önceki kongresinde kararlaştırıldığı gibi "24 Eylül 2025'e kadar" sürmesi gerektiğini söyledi. Christian Tein, "En geç 2027 cumhurbaşkanlığı seçimlerinden önce tam egemenliğe ulaşmak için güçlü yönlerimizden yararlanmalı ve bunları en iyi şekilde kullanmalıyız," diye sözlerini tamamladı.