Prens Andrew, Epstein soruşturmasından 'korktuğu' için bir daha Amerika'ya 'ayak basmayacak'

Yasa koyucuların Jeffrey Epstein ile olan dostluğu hakkında yeminli ifade vermesi için baskı yapması sonrasında itibarsızlaştırılan Prens Andrew, ABD Kongresi'nde ifade vermesi için henüz celp edilmemiş olmasına rağmen, bir daha asla Amerikan topraklarına ayak basmayacak.

Daha önce kapsamlı seyahatleri nedeniyle "Air Miles Andy" lakabıyla anılan York Dükü , on yıldan uzun süredir Kuzey Amerika'yı ziyaret etmedi ve şimdi milyarder hükümlü pedofiliyle uzun süreli ilişkisi hakkında sorgulanabileceği korkusuyla yolculuğu düşünmekten "çok korktuğu" bildiriliyor.

Andrew'un Amerika'ya seyahat etme konusunda duyduğu endişe , Kraliçe'nin onun davranışlarını bildiğini ve "bunun olmasına izin verdiğini" iddia eden sert bir biyografide, onun "seri seks bağımlısı" ve açıkça ayrıcalıklarını kötüye kullanan biri olarak tasvir edilmesiyle ortaya çıktı.

Prens'in kendi kendine dayattığı sürgüne son verme yönündeki kısa umut ışığı, FBI'ın Epstein ile bağlantıları hakkındaki soruşturmasını tamamlamasının ardından uluslararası seyahatlere geri dönme riskini alabileceği yönündeki haberlerle geçen ay aydınlanmıştı.

Washington'dan bir yetkili Mirror'a şunları söyledi: " Prens Andrew bir kez daha ABD topraklarına adım atarsa, siyasi, hukuki ve medya incelemelerinin çığ gibi büyümesine maruz kalacak. Bunu o da biliyor, Buckingham Sarayı da. Onun için en güvenli seçenek, Britanya'da kalıp fırtınanın dinmesini ummak. Ama dinmeyecek."

Bu yenilenen baskı, Andrew'un 2019'da New York'taki bir hapishane hücresinde seks ticareti suçlamalarıyla karşı karşıyayken ölen Jeffrey Epstein ile olan ilişkisini çevreleyen yıllardır süren skandalın ardından geliyor. Belgeler ve tanıklıklar, York Dükü'nü Epstein ile defalarca ilişkilendiriyor; bunlar arasında, Andrew'un şiddetle reddettiği Virginia Giuffre'nin 17 yaşında kendisine cinsel istismarda bulunduğu yönündeki iddiaları da yer alıyor.

Andrew, ABD'deki hukuk davasını, hiçbir suçunu kabul etmeden milyonlarca sterlinlik bir tazminat ödeyerek çözdü.

Tartışma, Trump'ın Epstein dosyalarının yayınlanmasını engelleme hamlesiyle yeniden alevlendi ve Washington'daki eleştirmenlerin, yönetimin üst düzey kişileri olası bir rezaletten koruduğu yönündeki suçlamalarına yol açtı. Bu adım, Epstein'ın tüm ortaklarının kamuoyunun gözü önüne çıkarılması yönündeki talepleri yoğunlaştırdı.

MAGA'ya sadık birçok kişi bile, başkanın belgelerin muhalif Demokratlar tarafından düzenlenmiş bir "aldatmaca" olduğu yönündeki iddialarını kınayarak gemiyi terk etti. Trump, en nefret ettiği rakiplerinden biri olan ve tıpkı Trump gibi Epstein ile yakın bağları olan Bill Clinton'ın Demokrat bir başkan olarak nasıl hizmet ettiğini göz ardı ediyor.

Andrew için bunun sonuçları ağır olabilir. Üst düzey diplomatik kaynaklar, resmi olmayan seyahat yasağının Amerika'nın çok ötesine uzanabileceğini ve Washington'daki birçok müttefikin böylesine yoğun bir incelemeyle karşı karşıya kalan bir Kraliyet ailesi üyesini memnuniyetle karşılamayacağını öne sürüyor.

İçeriden biri, "Esasen topraklanmış bir dük," diye açıkladı. Saray koridorlarında danışmanların, prense Birleşik Krallık'ta kalmasını ve kamuoyunda öfkeye yol açabilecek her türlü durumdan uzak durmasını tavsiye ettiği bildiriliyor.

Washington'dan bir kaynak, "Amerika onun için güvenli değil. Epstein'ın gölgesi hâlâ üzerindeyken, bir daha asla güvenli olmayabilir." uyarısında bulundu.

Yazar Andrew Lownie tarafından kaleme alınan York Hanedanı'nın Yükselişi ve Çöküşü adlı eserde, Dük'ün 1.000'den fazla kadınla yattığı, Buckingham Sarayı'na fahişe soktuğu, yemek masalarının altında kişilere uygunsuz şekilde dokunduğu ve personelin alması için "kirli" mendiller bıraktığı iddia ediliyor.

Yayında ayrıca Andrew'un vergi mükelleflerinin finanse ettiği uluslararası ticaret misyonlarını kişisel ticari amaçları için kullandığı, varlıklı kişilerden şüpheli hediyeler ve mali yardım aldığı ve Epstein ile ilişkiler geliştirdiği iddia ediliyor.

Andrew'un bu yetkisiz biyografiye işbirliği yapmayı reddettiğini doğrulayan yazar Lownie, merhum Kraliçe'nin "neler olup bittiğini tam olarak bildiğini ve buna izin verdiğini" öne sürerken, Kral Charles ve Prens William'ın Andrew'un davranışlarına karşı sürekli olarak daha onaylamayan bir tavır sergilediklerini belirtti.

Prens Andrew, Epstein ile bağlantılı herhangi bir yanlışı defalarca reddetti, yetkililerden herhangi bir suç iddiasıyla karşı karşıya değil ve hiçbir zaman resmi bir soruşturmanın odak noktası olarak gösterilmedi.