Editöre Mektuplar: Anlaşmalar

Yaşı 70'li yaşlara gelmiş olanlarımız, iktidarı elinde bulunduran amatör politikacıların ve askerlerin başına gelen felaketleri hatırlarlar. Çocukluktan yetişkinliğe adım attığımız bu yıllarda, Avrupa ülkelerinin demiryollarını nasıl modernize ettiklerini, ekonomik olarak nasıl büyüdüklerini, ihracatlarını nasıl katladıklarını ve etkileyici bir ekonomik dengeyi nasıl koruduklarını gördük. Birkaç yıl Barselona'da yaşayan, Mauricio Macri ile birlikte geri dönen ve şimdi Katalonya'ya geri dönen kayınbiraderim, bir kutu sodanın hala birkaç yıl önceki fiyatının aynı olduğunu hatırlıyor. Önemsiz görünebilir ama istikrar ve devamlılık, belli bir gönül rahatlığı ve öngörülebilirlikle yaşamamızı sağlar. Biz inişli çıkışlı bir hayat yaşadık ve yaşamaya devam ediyoruz, sürekli olarak aşağılık politikacıların büyüme, gelişme ve istikrar vaatlerinin gerçekleşmesini bekledik. Bugün, lityum, gaz ve petrolün yanı sıra soya fasulyesi ve diğer ürünleri ihraç etmemize olanak verecek olan ekstraktif ekonomi sayesinde müreffeh bir geleceğe dair umudumuzu koruyoruz. Ama gerçekte kalkınma her zaman sanayi ve teknolojiyle gelecektir. Girişimciler için gelir ve makul ücretlerle rasyonel, dengeli bir ekonominin yanı sıra. Bugün de her zamanki gibi aynı durumdayız. Aylık %2'lik enflasyon oranı çok uçuk bir orandır. Oysa dünya genelinde yıllık %2'lik enflasyon tahammül edilebilir bir orandır. Ekonomik paydaşlar arasında anlaşma zamanı geldi. Şirketler, sendikalar ve devlet. Hiçbir dayatma veya zorbalık içermeyen, ancak herkesin iyiliği için sağduyulu anlaşmalar.