Trump'ın Keşmir gerginliğine verdiği ılımlı tepki endişe verici

Hindistan ve Pakistan arasındaki karşılıklı nefretin yüzeyin altında ne kadar derinlerde yattığını görmek her zaman yoğun bir deneyimdir. 'Evet Hind!' 'Yaşasın Hindistan!' Çarşamba günü Pakistan'da 31 kişinin ölümüne yol açan hava saldırılarının ardından Hindistan'da sosyal medyada yankı buldu. Pakistan Başbakanı'nın yanıtı, "Bunun bedelini ödeyecekler" oldu. Hindistan: “Pakistan karşılık verirse Hindistan da karşılık verecektir.”

İki ülke, 1947'de İngilizlerden bağımsızlığını kazandığından beri büyük bir çekişme konusu olan, güzel ama sorunlu eski prenslik devleti Keşmir konusunda kavga ettiğinde, her zaman tırmanış kaçınılmazdır. Dünya, iki nükleer gücün kendilerini kontrol edip edemeyeceğini görmek için tekrar tekrar nefesini tutmuş bir şekilde izliyor. Keşmir yüzünden üç savaş yaptılar, dördüncüsü mü olacak?

Ve her zaman, her iki taraftan da derhal kamuoyu önünde itidal çağrısı yapan ve durumu yatıştırmak için diplomatik düzeyde perde arkasında yoğun çaba sarf eden Washington var.

Bu sefer işler farklı. Başkan Trump, "Bu bir utanç" diye yanıtladı . "Umarım çok yakında durur." Bir gün sonra da ekledi: "Yardım edebileceğim bir şey varsa yaparım." Bunlar bağlayıcı olmayan, kolay yorumlardır.

Ve bu, Keşmir'de en azından yirmi yıldır görülen en ciddi durum. Olayın doğrudan nedeni, Müslüman militanların Nisan ayında Keşmir'in Hindistan kesiminde 26 turisti vurarak öldürmesiydi. Hindistan, aralarında Hindistan'da çok sayıda katliam gerçekleştiren Leşker-i Tayyibe'nin de bulunduğu Pakistan'dan faaliyet gösteren terör örgütlerinin faillerini arıyor. Pakistan ise olaya karıştığını reddediyor.

Başbakan Narendra Modi, misilleme olarak Pakistan yönetimindeki Keşmir'in yanı sıra önemli Pencap eyaletindeki hedeflere dokuz saldırı düzenlenmesi emrini verdi. Pakistan ise çok sayıda savaş uçağı ve insansız hava aracını düşürdüğünü iddia ediyor. Daha sonra Pakistan'ın, milyonlarca nüfusa sahip Lahor ve Karaçi şehirleri üzerinde uçtuğunu söylediği insansız hava araçları eklendi; bu iki şehrin Keşmir'le hiçbir ilgisi yok. Keşmir'de ateşkes hattı boyunca askerler arasında çıkan çatışmalarda en az 12 kişi hayatını kaybetti.

Göreve gelen her Amerikan başkanı er ya da geç Keşmir meselesiyle uğraşmak zorunda kalacağını bilir. Trump açısından bu, ikinci döneminin başlangıcından bu yana patlak veren ilk yeni uluslararası kriz ve böyle bir sorunu nasıl çözebileceğini göstermesi için bir fırsat. Ancak onun yaklaşımı o kadar müdahalesiz oldu ki, Hindistan saldırıdan sonra her zamankinden daha sert karşılık vermek için alan bulmuş gibi görünüyor.

Bu durum, yalnızca Keşmir'deki barut fıçısı açısından değil, aynı zamanda dünyadaki diğer tüm kaynayan çatışmalar açısından da endişe vericidir. ABD başkanının Rusya ve İsrail'in Ukrayna ve Gazze'de istediklerini yapmasına izin vermesi bu konuda zaten bir göstergeydi. Şimdi karşı karşıya iki nükleer güç var.

Diğer dünya liderleri ise hala sükunet çağrısında bulunuyor. Bunu İngiltere Başbakanı Starmer, yeni Almanya Başbakanı Merz, BM Başkanı Guterres, Fransa, Çin ve Avrupa Birliği zaten yaptı. Ancak bunların ABD'nin tek başına sahip olduğu etkiye sahip oldukları söylenemez. Trump'ın Keşmir konusundaki vurdumduymazlığı, onun liderliğinde dünyanın daha az güvenli bir yer haline geldiğini bir kez daha gösteriyor.