130 yıl öncenin İstanbul’unda gezinti
Samih Rıfat’ın “Yeryüzünde İstanbul’un fotoğrafçısı tanımına uyan tek kişi” dediği Ara Güler’den 50 yıl önce elinde koca bir fotoğraf makinasıyla İstanbul sokaklarında dolaşıp, gündelik hayatı görüntüleyen bir kadın fotoğrafçının varlığından birkaç gün evveline kadar haberim yoktu! Bu da benim ayıbım olsun deyip sizlere 1890’ların sonlarından 1910’ların başlarına kadar Dolmabahçe Sarayı’nın odalarından Göksu’daki piknik alanlarına kadar İstanbul’u kare kare görüntüleyen Elisa Zanaro’dan bahsetmek istiyorum.
Kendisiyle Zeytinburnu Belediyesi Kazlıçeşme Sanat’taki “Elisa Zanaro’nun İstanbul’u” sergisinde tanıştım.
Elisa ZanaroSultan II. Abdülhamid döneminde Osmanlı Sarayı‘nda 'Ressam-ı Hazret-i Şehriyâri' olarak görev yapan İtalyan ressam Fausto Zonaro’nun eşi Elisa. 1891 yılında ilk olarak o geliyor İstanbul’a. Bir yandan İtalyanca ve resim dersleri verirken bir yanda da Fausto’ya İstanbul’u anlatan mektuplar yazar. Elisa’dan birkaç ay sonra Fausto da gelir Osmanlı İmparatorluğu’nun başkentine. İkili 1892 yılında Şişli’deki Saint Esprit Kilisesi’nden evlenir. Fausto yaptığı resimlerle İstanbul’da gittikçe tanınmaya başlarken Elisa gönlünü daha bir ‘sanat’ dalı olarak bile görülmeyen fotoğrafa kaptırır. Hayalinin peşinden Paris’e gider. Yaklaşık bir yıl fotoğrafçılığı öğrenen Elisa İstanbul’a döndüğünde elinde makinası sokağa çıkar…
BİR FOTO MUHABİRİ GİBİ ÇALIŞMIŞ, TARİHİ KARELER ÇEKMİŞ
Fausto Zanaro, eşinin çektiği fotoğraflardan yararlanarak yaptığı İstanbul resimleriyle adını iyice duyurmuştur. Ertuğrul Süvari Alayı’nı Galata Köprüsü üzerinde gösteren resmi için de Elisa’nın fotoğraflarından yararlanır. Bu resim onu saraya taşır. Artık II. Abdülhamid’in saray ressamıdır. Padişahın kendilerine tahsis ettiği Akaretler’deki evlerine taşınan karı-koca sanatsal bir ortaklık kurar.
Fausto’nun eşinin çektiği fotoğraflardan yararlanarak resimlerini detaylandırırken Elisa bir ‘halkla ilişkiler’ uzmanı gibi çalışır. Eşinin yaptığı resimlerin fotoğraflarını çekip Avrupa’daki dergilere gönderen, haber yapılmasını sağlar. Eşinin saray ressamı olmasından dolayı saraydaki birçok törene katılma şansı yakalayan Elisa bir foto muhabiri gibi çalışarak ‘tarihi’ kareler çeker.
Şehzade Abdülmecid ile oğlu Şehzade Ömer’i, Enver Paşa’nın babası ve kardeşiyle portrelerini çeken Elisa’nın II. Abdülhamid’in Cuma selamlığında faytonda görüntülediği kare sergideki en çarpıcı fotoğraflarından biri…
BİHTER VE BEHLÜL’LE EL ELE İSTANBUL GEZİNTİSİNE ÇAKICAKSINIZ
Sergide tarihi şahsiyetlerden daha çok 120-130 yıl öncenin İstanbul sokaklarını, dükkanlarını, satıcılarını gösteren fotoğraflar ilgimi çekti doğrusu.
Ara Güler’in fotoğraflarına bakarken Sait Faik’in, Ahmet Hamdi Tanpınar’ın, Orhan Veli’nin satırları arasında geziyor gibi hissederim. Güler’in kareleri arasında Mümtaz’ı, Nuran’ı, Süleyman Efendi’yi, Sait Faik’in balıkçılarını arar gözlerim…
Elisa Zanaro’nun fotoğrafları beni Halit Ziya’nın, Hüseyin Rahmin’nin, Mehmet Rauf’un satırları arasında dolaştırdı. Mai ve Siyah’ın Ahmet Cemil’iyle Beşiktaş Meydanı’ndaki kurban pazarına gittim. Aşk-ı Memnu’nun Bihter ve Behlül’üyle Galata Köprüsü’nde yürüdüm. Eylül’ün Sürreya’sıyla Göksu’da pikniğe gittim. Kuyruklu Yıldız Altında İzdivaç’ın İrfan Galip’iyle Boğaz sırtlarında kuyruklu yıldız aradım. 1800’lerin ikinci yarısında İstanbul’a gelen ve gemisinin demirlediği noktadan karşısındaki manzaraya bakıp, “Şimdiye kadar gördüğümüz en güzel kent” diyen Mark Twain’in peşinden, gemiden inip sokak aralarına girdim. Tulumbacılar, bayram şenlikleri, kayıkçılar, ahşap evler, kadınlar, erkekler, sokaklarda oyunlar oynayan çocuklar, çalgıcılarla birlikte Beyoğlu’ndan Kağıthane’ye, Beşiktaş’tan Üsküdar’a, Beylerbeyi’nden Anadolu Hisarı’na yüz yıl öncesinden kalma bir günde unutulmaz bir gezintiye çıktım.
Bu muhteşem geziye sizin de çıkmanızı isterim. Zeytinburnu Belediye Başkanı Ömer Arısoy’un desteği, Elisa-Fausto Zanaro’nun torunlarının katkılarıyla, Ömer Faruk Şerifoğlu’nun küratörlüğünde 31 Mayıs’a kadar Kazlıçeşme Sanat’ta devam eden ‘Elisa Zanaro’nun İstanbul’u sergisini kaçırmayın…
Habertürk