Cennet Gökova Körfezi ve Ören
Bunların başında ünlü denizcimiz Sadun Boro gelir. "Kısmet" isimli yelkenlisi ile dünya çevresini dolaşan ilk Türk olarak tanıdığımız Boro, Gökova'nın tanıtımı ve temiz kalması için ilk mücadele edenlerdendir.
Saynur Gelendost gibi Gökova Körfezi'nin doğallığının muhafazası için yıllarca mücadele eden çevre gönüllüsü bir ismi mutlaka anmalıyız.
Gökova Körfezi'nin tam ortasında bulunan Ören'i kendine mesken tutan ve tanınmasında büyük katkısı olan ünlü şair ve yazarımız Melih Cevdet Anday'ın ismi de anılmazsa olmazlardan.
Gökova Körfezi tamamen Muğla'nın ilçeleri arasında bölüşülmüş durumda. Bu ilçelerden Milas'a da Ören sahilleri düşmüş. Yani cennet Gökova'nın Milas ilçesine düşen tek sahil. Bunu neden özellikle vurguladım yazımın ilerleyen bölümlerinde anlayacaksınız.
×××
Büyükşehir yapılanmasından sonra bir çok belde belediyesi kapatılarak, coğrafi parçası oldukları ilçe belediyelerine bağlanmıştı.
Bu tür yapılanmanın ne düşünülerek yapıldığını bilmiyorum. Ancak amaç tasarruf ise bunun olmadığını gördük. Sözde daha az personel ve daha az ekipmanla daha büyük bir coğrafyaya hizmet götürülecekti. Bu olmadı. Zaten olamazdı da...
Peki ne oldu? Personel sayısı bir şekilde yine arttı. Ekipmanda tasarruf oldu mu? Belki oldu ama yararlanan belde/mahalle sayısında düşüş oldu. Bu ifadenin açılımı şu: Ekipmanlar daha çok ilçe merkezlerinde yoğunlaştı. Kalabalık yerler orasıydı, oy oradan gelecekti.
Peki belediyeliği iptal edilen beldelerin durumu ne oldu? İlçe Belediye Başkanlarının ağzına bakar mahalleler haline geldiler. Belediye Başkanı; imkanım yok, param yok, elemanım yok, ekipmanım yok demez de lütfederse ihtiyaçları karşılanıyordu. Yoksa, yok. Aslında sormak gerek, "O zaman ne diye o koltukta oturuyorsun?"
×××
Bu genel değerlendirmeden sonra gelelim Milas'ın Gökova Körfezi'nde yer alan tek sahil bölgesi olan Ören mahallesine.
Ören 2014 yılına kadar beldeydi ve bir belediye başkanı vardı. Zaten "Asrı Saadet" dönemini de bu tarihe kadar yaşadı. Bu tarihten sonra Milas'a bağlı bir mahalle haline getirildi ve belediyesi kaldırıldı. Artık belediye hizmetleri 42 kilometre uzaklıktaki Milas'tan veriliyordu.
150 bin nüfusa sahip Milas'a göre 4 bin nüfusa sahip Ören, her yere eşit hizmet vermesi gereken bir belediye başkanı için değerlendirmeye almayacak derecede küçüktü.
Uzun mesafeler yerine merkezde hemen burnunun dibindeki yerlere hizmet vermek hem daha kolaydı hem de daha fazla 'oy'du. 8 kilometre sahil şeridine sahip Ören'in işlerini bir kepçe, bir kamyon ile görmek başka nasıl izah edilebilir ki...
Bir de Ören'in sahil bölümünün üvey evlatları var. Ören'in turistik yeri olan "Yalı"nın 2-3 kilometrelik sahil boyuna öz evlat muamelesi gösterilerek eldeki tüm imkanlar o tarafa seferber edilirken, diğer 5 kilometreyi kendi başının çaresine bakmaya bırakmak adaletsizliğin en belirgin göstergesi.
Sahilin üvey evladı 5 kilometrelik bölümün plajlarına (toplasan 2 kilometreyi geçmez) bakmamak, temizlememek, düzenlememek, şemsiye, şezlong koymamak bunun en önemli göstergesi. Bir dönem düzgün olan bazı plaj bölümlerini, iş makineleri ile bozmak ve şemsiye, şezlong koymamak için kendine mazeret yaratmak da bu "muhteşem belediyecilik" anlayışının bir ifadesi mi acaba?
Bütün bunları gördüğümde düşünüyorum, kimi yerler sahili olmadığı için hayıflanır, kimi yerler kötü olan sahilini düzeltmeye çalışır. Ören'de ise var olan plajlar adeta yok ediliyor yada yok olmasına göz yumuluyor.
Deprem bölgesi olması nedeniyle en fazla 2 kat yapı müsaadesi olan Ören'de, son dönemde bazı yapılarda üçüncü katlara müsaade edildiğini görüyoruz. Belki de buradaki belediyecilik anlayışının en güzel ifadesi budur.
×××
Ören'in bahtsızlığı sadece Milas Belediyesine bağlı olmakla sınırlı değil. Bir de yıllardır "kanayan bir yara" haline gelen 'alt yapı' sorunu var.
Bu konunun çözümü için yurtdışından alınan kredi ile MUSKİ (Muğla Su ve Kanalizayon İşleri), Ören'deki alt yapı çalışmalarını başlatıyor. Mahalleyi foseptik çukurlardan ve Gökova Körfezi'ni kirlenmekten kurtaracak bu projenin, sözde 8 ay önce bitmesi gerekiyordu.
Müteahhit firma halen işi bitirmemiş durumda. İş neredeyse durma noktasında. Ne zaman biteceği konusunda kimsenin bir fikri yok. Ana yolların bir bölümü, bağlantı yollarının tümü toz içerisinde.
İşin en kötü tarafı, daha projenin ilk başladığı dönemde Ören'deki alt yapı çalışmaları 2 etaba bölünmüş. Bu muhteşem "ileri görüşlülük" nedeniyle, hali hazırdaki proje bitse bile işin sadece ilk etabı bitmiş olacak. Yani ikinci etap çalışmaları için Ören'i yine yeniden tozlu günler bekliyor. Artık bu da kaç yılda biterse?
×××
Belki de üç dönem belediye başkanlığından sonra bir dönem de milletvekilliği yapan birini yeniden belediye başkanı yapmanın olumsuzlukları yaşanıyor Ören'de. İster kifayetsizlik deyin, ister umarsızlık deyin ne derseniz deyin, sonuçta beceriksiz bir belediyecilik anlayışının mağduriyetini yaşayan bir vatandaş kitlesi var. Umarım oy istemeye gelirken vatandaşın yüzüne gülen zihniyet, makama geçtikten sonraki mazeret üretme kültüründen hiç olmazsa bundan sonra uzaklaşır biraz.
Ya da işin en doğrusu Ören yeniden kendi belediyesine kavuşur da Milas'tan kurtulur.
İstanbul Gazetesi