Donald Trump'ın Fransa Cumhurbaşkanı Macron ile görüşmesinden önemli çıkarımlar

ABD Başkanı Donald Trump, Pazartesi günü Ukrayna, Avrupa güvenliği ve ticaret konularını görüşmek üzere Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron'u Beyaz Saray'da ağırladı.

Trump ile yakın bir ilişki kuran Macron, 20 Ocak'ta ikinci döneminin başlamasından bu yana Trump'ı ziyaret eden ilk Avrupalı ​​lider oldu. Fransız liderin ziyareti, özellikle kıtanın güvenliği ve Ukrayna'nın Rusya'ya karşı savaşındaki kaderi konusunda Avrupa ile ABD arasında artan kamuoyu gerginliğinin yaşandığı bir dönemde gerçekleşti.

Trump-Macron görüşmesinden bazı önemli çıkarımlar şöyle:

Macron, dostluğa rağmen Trump'a meydan okumaktan korkmuyor

Trump ve Macron, Trump'ın ilk döneminde sıcak bir ilişki geliştirdiler; uzun el sıkışmalar, kucaklaşmalar ve sırt sıvazlamalar gibi coşkulu sevgi gösterileriyle sık sık manşetlere çıktılar.

Liderler pazartesi günü de bu dostane tavrı sürdürdü, birçok noktada fikir ayrılığına düşmelerine rağmen birbirlerini tebrik ettiler ve el sıkıştılar.

Trump, Oval Ofis'te yaptığı konuşmada, "Başkan Macron benim kitabımda çok özel bir adamdır" dedi.

Sıcak diyaloga rağmen Macron, basın toplantısı sırasında Ukrayna savaşı ve ticaret politikası gibi temel konularda Trump'a meydan okumaktan çekinmedi.

Macron, Trump'ın Ukrayna'nın toprak vermesini gerektirebileceğini söylediği Ukrayna'daki savaşın sona erdirilmesinin, zayıf bir anlaşma veya Ukrayna'nın "teslim olması" pahasına olmaması gerektiğini belirtti.

Macron, "Bu barış, Ukrayna'nın egemenliğine ve diğer paydaşlarla müzakere etmesine olanak sağlamalıdır" dedi.

Fransız lider ayrıca, ABD Başkanı Trump'ın Avrupa'nın Ukrayna'ya savaş çabaları için borç verdiğini ve bunun geri ödenmesini beklediğini iddia etmesi üzerine, cümlesini yarıda kesmek gibi nadir bir harekette bulundu.

"Hayır, aslında dürüst olmak gerekirse," dedi Macron, Trump'ın sözünü kesmek için elini onun koluna koyarak, "toplam çabanın yüzde 60'ını biz ödedik ve bu da - ABD'de olduğu gibi - krediler, garantiler, hibelerdi."

Trump gülümseyerek, "Eğer buna inanıyorsanız, benim için sorun yok" yanıtını verdi.

Macron ayrıca Trump'ın büyük gümrük vergileri koymakla tehdit ettiği ABD ile Avrupa Birliği arasındaki zorlu ticaret sorununa da değindi. Macron, daha fazla yatırıma yol açabilecek "adil rekabet" çağrısında bulundu.

Macron, "Atlantik'in her iki yakasında da daha fazla refah istiyoruz" dedi. "Bu konuda ortak bir gündemimiz var."

Macron, Fox News'e verdiği röportajda, ABD'nin ekonomik olarak Avrupa ile işbirliği yapması gerektiği ve onu kızdırmaması gerektiği mesajını vurguladı ve ABD'nin "aynı anda hem Çin hem de Avrupa ile ticaret savaşı yürütemeyeceğini" söyledi.

Trump'ın uzun yıllardır dostu olan İngiliz televizyon sunucusu Piers Morgan, Macron'un ABD Başkanı ile ilişkilerde en yetenekli liderlerden biri olduğunu gösterdiğini söyledi.

Morgan, X'teki bir gönderisinde "Hiçbir dünya lideri Trump'ı Macron kadar iyi idare edemez. Dost canlısı ama kararlı, saygılı ama Macron'un yanıldığını düşündüğünde ona karşı çıkmaktan korkmuyor. Ve Trump da ona bu yüzden saygı duyuyor," diye yazdı.

Hiçbir dünya lideri Trump'ı Macron kadar iyi idare edemez. Dost canlısı ama kararlı, saygılı ama Macron'un yanıldığını düşündüğünde ona karşı çıkmaktan korkmuyor. Ve Trump da ona bu yüzden saygı duyuyor. https://t.co/88GlEap9Ib

- Piers Morgan (@piersmorgan) 24 Şubat 2025

Macron, Avrupa'nın güvenliğe daha fazla önem vermesi gerektiği konusunda hemfikir

Trump'a herhangi bir barış anlaşmasının Ukrayna'ya karşı adil olması gerektiği konusunda baskı yapan Macron, Trump'ın Ukrayna da dahil olmak üzere Avrupa'nın güvenliğinde ABD'nin büyük bir paya sahip olması konusundaki uzun süredir devam eden endişelerini kabul etti.

Macron, Avrupa ülkelerinin "ülkelerinin uzun yıllardır taşıdığı güvenlik yükünü daha adil bir şekilde paylaşmak için daha fazlasını yapması gerektiğini" söyledi.

İki lider, olası bir barış anlaşması kapsamında Ukrayna'ya Avrupa barış gücü gönderilebileceği konusunda anlaştı. Trump, bu koşulun Putin'in de kabul edeceğini söyledi.

Macron, güç hakkında "Ön saflarda olmayacaklardı. Hiçbir çatışmanın parçası olmayacaklardı. Barışın saygı görmesini sağlamak için orada olacaklardı" dedi.

Ancak Macron, ABD'nin böyle bir koalisyona "destek" vermesinin hayati önem taşıdığını söyledi.

Trump Ukrayna maden anlaşmasına bağlı kaldı

Trump, ABD'nin Ukrayna'ya yaptığı yardımları geri alabilme çabalarının bir parçası olarak Ukrayna'ya, yüz milyarlarca dolar değerindeki nadir minerallerinin kontrolünü devretmesi için baskı yapıyor. Ancak Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenski bu anlaşmaya şimdiye kadar direndi.

Macron ile birlikte konuşan Trump, ABD'nin böyle bir anlaşmayı sonuçlandırmaya "çok yaklaştığını" belirterek, zamanla "parasını geri alacağı" konusunda ısrarcı oldu.

Macron, Trump'ın yakında "nadir toprak mineralleri konusunda bir anlaşma imzalayacağını" öngördüğünü ve Fransa'nın "bu çok güçlü Amerikan katılımını" görmekten memnun olduğunu belirterek, anlaşmaya ihtiyatlı bir destek verdi.

Quincy Sorumlu Devlet Yönetimi Enstitüsü Avrasya Programı Direktörü Anatol Lieven, Al Jazeera'ye yaptığı açıklamada, ABD'nin Ukrayna'nın nadir minerallerine yönelik talebinin "yırtıcı" olduğuna inandığını söyledi.

Lieven, ABD yardımı hakkında "Trump, Amerika'nın verdiğinden çok daha fazlasını istiyor" dedi. "Ve bu bir borç değildi. Amerika'nın kendi güvenlik çıkarına olduğu görülen bir hediyeydi. Dolayısıyla bu yaklaşım tamamen gayri meşrudur.

"Bununla birlikte belki daha makul olan bir şey müzakere edilebilir" diye ekledi.

Rusya'nın Putin'ine ilişkin farklı bakış açıları

Trump-Macron görüşmesinde, Trump'ın yakınlaşma arayışında olduğu ve görüşmeyi umduğu Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin konusunda iki liderin farklı görüşleri öne çıktı.

Bir muhabir Trump'a Putin'i geçen hafta Ukrayna lideri Zelenski'yi etiketlediği şekilde bir "diktatör" olarak görüp görmediğini sorduğunda Trump şu yanıtı verdi: "Bu kelimeleri hafife almıyorum. Her şeyin nasıl sonuçlanacağını göreceğimizi düşünüyorum. Ne olacağını görelim."

Macron ise devam eden savaşta açıkça Rusya'yı "saldırgan" olarak nitelemiş ve "Putin'in barışı ihlal ettiğini" iddia etmişti. Trump ise geçen hafta Ukrayna'yı savaşı başlatmakla suçlamıştı.